9. Vergicilerin Bilim-Kurgu Tutkusu
Bir vergici muhakkak bilim-kurguya ilgi duyar. İstemese bile, mesleği onu mecbur bırakır.
Çünkü vergiciliğe adım atan masum bir birey, kısa sürede
ütopik ve fantastik vergi düzenlemeleriyle örülü bir bilim-kurgu evreninde
gözlerini açar. Vergicilik, vergi kanunlarının mantığını çözmeye çalışırken
beyninizin paralel evrenlere ışınlandığı bir bilim-kurgu macerasıdır.
İlk günlerinde kişi kendini garip terimler ve anlaşılması
imkansız kanunlarla çevrili bir distopyada bulur. Vergi evrenine giriş yaptığı
anda "Ben muhasebeye mi geldim,
yoksa Azkaban’a mı düştüm?" diye sorgulamaya başlar.
O kadar ki, Fahrenheit 451 romanından esinlenerek tüm vergi
kanunlarını ateşe verme planları yapmaya başlar. Sonrasında KDV’nin ateşe
dayanıklı olduğunu öğrenir ve bu fikri rafa kaldırır.
Gel gelelim ilk başta anlam veremediği terimler, kanun
maddeleri, özelgeler birer birer anlam kazanmaya başlar. "Ya aslında ÖTV ilginç bir şeymiş"
diye düşündüğü an, kırılma noktasıdır.
Önce sempati, sonra bağlılık, ardından da tutku gelir.
Vergi mevzuatını zevkle okumaya başladığını fark eder. Bir
gün kendisini, arkadaş ortamında "GVK
Madde 89’a göre…" diye başlayan bir cümle kurarken bulur.
İşte o an anlar ki dönüş yoktur. Vergi dünyasının bir
parçası olmuştur. Artık vergi kanunları ona soğuk ve acımasız bir galaksiden ziyade
kendi evi gibi gelmektedir. Bir sabah uyandığında aynaya bakarak "beyanname benim kaderimmiş" diye
fısıldar.