Kayıtlar

Ocak, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

6. Vergiciler İkiye Ayrılır

Vergi dünyası, hızla değişen mevzuatlar, tebliğler, sirkülerler ve her sabah " Bugün ne değişti acaba? " diye endişeyle uyanan profesyonellerin yaşadığı dinamik bir ekosistemdir. Dolayısıyla bu ekosistemde hayatta kalmanın tek yolu gündemci olmaktan geçer. Ancak, doğanın kanunlarına aykırı şekilde varlığını sürdüren bir grup vardır: Gündemsizler . Gündemciler Bunlar, Resmi Gazete’yi sabah kahvesinden önce açan, son değişiklikleri " Ne olur ne olmaz " diye rüyasında bile gözden geçiren, KDV oranlarındaki mikroskobik değişiklikleri bile fark eden, vergi mevzuatını okurken kendini Sherlock Holmes gibi hisseden kişilerdir. Kendilerine en sık yöneltilen soru: "Yahu sen bu kadar şeyi nasıl takip ediyorsun?" Cevap net: "Uyumuyorum." Gündemsizler Bu arkadaşlar, Resmi Gazete’yi en son stajyerlik döneminde okumuş, değişikliklerden ancak birileri telefon açınca haberdar olan, " Bu oranlar değişmiş mi? " diye sorulduğunda " Biz...

5. Günün Şafağı

Bugün 5. gün. Yüzüklerin Efendisi serisinde geçen o müthiş cümleyi hatırlayalım, ne diyordu Gandalf: “5. günün şafağında beni bekleyin, şafakta doğuya bakın.” 5. günün şafağında KPMG’yi bekledim, şafakta mailime baktım: boş.

4. Bir Vergicinin En Büyük Korkusu

Vergiciler yeri geldiğinde ( yeri sık sık gelir bu arada, hatta düğünde halay çekerken bile olabilir ) devleti bile karşılarına almaktan çekinmezler. Korku nedir bilmez, tek düzen hesap planı gibi dümdüz ilerlerler. Dahası o kadar soğukkanlıdırlar ki, olur da bir gün Big4’dan bir seri katil çıkarsa, bunun muhakkak vergici olacağı rivayet edilir. Gel gelelim her insanı evladı gibi vergicilerin de korkuları vardır. Bu korkular, ne vergi incelemesi ne beyanname yetiştirme telaşı ne de transfer fiyatlandırması gibi karmaşık konularla ilgilidir. Asıl dehşet verici olan, eş-dosttan gelen sorulardır . Aşağıdaki örnekler olayın vehametini ortaya koymaya yeter de artar: “Hocam, Tinder Premium'u gider yazabilir miyiz? Sonuçta networking…" "Yurt dışından akrabalar bana para gönderdi ama ‘hayrına’ dedi, bu vergiye girmez di mi?" "Abi, düğünde takılan altınları satıp borsa oynadım, bunu yatırım teşviki olarak gösterebilir miyiz?" "Şimdi ben evde beslediğim kedi...

3. İçimizdeki İrlandalı

Uzun vadeli yatırımlarını saat başı kontrol eden hisse senedi yatırımcısı misali blog istatistiklerini dikkatle takip ediyorum. Nasıl olduysa İrlanda ve ABD'den birer ziyaretçi gelmiş. Vergi camiası iyi bilir ki ABD ve İrlanda yan yana geldiyse o işte bir MNE'nin parmağı vardır. O yapı eski cazibesini kaybetse de benim blog yeni cazibe merkezi mi oluyor diye düşünmeden edemedim. Sanırım KPMG elini çabuk tutsa iyi olacak :)

2. Rüyamda Vergi Müdürü Olmuşum

Rüyamda KPMG’de Vergi Müdürü olmuşum. Yeni pozisyonum nedeniyle muhteşem bir kokteyl düzenlenmiş; müdürler, direktörler, partnerlar, kim varsa herkes orada. Sadece seniorlar eksik, onlar yoğun bir şekilde çalışıyor. Arka planda hafif hafif klasik müzik çalıyor; davetlilere viski ya da vişne suyu ikram ediliyor. Vergi bölümünde olmam nedeniyle "V" harfiyle başlayan içecekler seçilmiş. O ince ayrıntıya bayılıyorum. Ortamda elit bir samimiyet var. Partnerlar birer birer gelip elimi sıkıyorlar ve coşkulu bir tonda "Seninle daha güçlüyüz!" diyorlar. Derken sahneye Türkiye Başkanı çıkıyor. Mikrofona doğru eğilip coşkulu bir tonda "Arkadaşlar, bu transferi tek bir kelimeyle özetleyecek olursak: BigOne!" diyor. Salonda alkış kıyamet. Bir an gözlerim doluyor ama profesyonel duruşumdan ödün vermiyorum. Kokteylden sonra beni odama götürüyorlar. Oda numaram "V" ( V for Vendetta gibi ) ve içeri girdiğimde V şeklinde düzenlenmiş bir toplantı masasıyla ka...

1. Müdür Olma Hayalim: Küçük Bir Çocuğun Büyük Paradoksu

Çocukken ileride ne olmak istediğimi soranlara Müdür ( M’si büyük yazılmalı ) cevabını verirdim. Pek çokları gibi siz de nedenini merak ettiniz değil mi? İlk başlarda soranlara gerekçelerimi sıralarken zamanla polis, hemşire veya doktor olmak isteyen çocukların benim kadar sorgulanmadığını fark ettim. Ben de sonrasında işi makaraya vurarak Müdür olma hayalimle ilgili bir hikaye uyduruverdim: Okul müdürümüzün kapısında büyük harflerle “RAHATSIZ ETMEYİN!” yazıyor. Ben de insanlar beni rahatsız etmesin diye Müdür olmak istiyorum. Dinleyenler önce güler, sonra “ Bu çocuk bize ince ince laf mı sokuyor? ” diye düşünürlerdi. Şaka tabi, çocukken öyle bir hayalim yoktu yukarıdaki hikaye de yapay zeka eseri :) Şimdi neden gerçekten müdür olmak istediğime gelelim. Birincisi, mükellef olmak istemiyorum. Gelir vergisi, SGK, KDV, poşet vergisi… Kim bu angaryalarla uğraşmak ister? Maaşımı alayım, kimse de bana beyannameni gönderdin mi diye sormasın ( beyan sınırını zorlayabileceğimi sanmıyorum ). Maa...